Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Cais das Colunas’da yürüyen bir tek başıma, Lizbon’un en dingin anına tanıklık ettim. Gün doğarken nehrin üstüne çöken o puslu sessizlikte, zaman sanki ağırlaştı. Ne bir tramvay sesi, ne bir turist kalabalığı… Sadece martıların yankısı ve taş merdivenlere vuran suyun usulca fısıltısı.
Bir an için Lizbon’u ilk kez görüyormuşum gibi hissettim. Herkesin “görmeden dönme” dediği Praça do Comércio’nun hemen önünde bu kadar yalnız ve bu kadar derin hissetmek...İnsan Lizbon'da bazen bir şehre değil, bir hisse âşık oluyor.
Yorumlar
Yorum Gönder